21 Ocak 2009 Çarşamba

KIRMIZININ SiYAHI

Pembe yaklaştık birbirimize.. Kırıklıklarına inatla kurduğumuz hayallerin pembesiydi.. Seni tanır gibiydim hep.. O yüzden ya, geç olmadı farkedişim, şu rüyalarıma izinsiz giren kız olduğunu... Sarıdan konuştuk sık sık.. Yaprakların dallarını rüzgarla aldattığı mevsimin sarısıydı.. Pek severdik yağmurlu hüzünleri, sonbahara tutkunduk çünkü ikimizde... Kendimize bile farkettirmeden, ne kadarda özenle saklamışız o mahçup rengi, hüzünlü sarının hemen arkasına.. Utanan yüzlerimizdeki kırmızıyla başladı aşkımız.. Şömine maşasının arasındaki korun kırmızısıydı.. İçimize düşmüştü maşanın kollarının arasından, seve seve alev aldık.. Bitmeyecekti susamışlığımız ateşimize.. Dokunmasındı kimseler, yakardık... Bir akşamüstü gökyüzü gri vurdu, sevmelerimizin ardındaki mutlu yüzlerimize.. Soğuk metalik grisiydi.. Bulamadık birbirimizi kısa-uzun birkaç gün, elele tutuşmadan kaçmıştık çünkü griden... O kadar güçlüydükki ama sevgimiz için, rüyalarımızda konuşup buluştuk yeniden, biz olduk ve gökyüzünü esir aldık, mavi doğduk üzerine grinin.. Uçuk deniz mavisiydi.. Fırçamızı biraz mavi biraz beyaza sürmüştük, beyazı fazla kaçırdığımızı bilmeden... Gökyüzümüzün tadını çıkardığımız bir akşamın sonrası, dokunduk ilk kez seslerimize.. Mavinin uçukluklarından işgal etti beyaz bizi.. Sabahları üzerine giydireceğim gömleğimin beyazıydı.. Beyzaydık, günahsızdık tanrının gözlerinin önünde.. Duru bir güzelliğin resmini yapıyorduk, "bir" ettiğimiz hayatımızın tualine... Ne olduysa, bir gece karardı bütün renklerimiz, teslim ettik boya takımlarımızı, uslanmaz siyahın ellerine.. Beyaz bir kağıdın üzerine yapılan öfkeli karalamaların siyahıydı.. Oydu işte, oydu... Üzerine hep kırmızıyla siyahı yakıştırırdım.. Kırmızından mutlu, siyahından korkak bulayım diye kendimi.. Sen nerden çıkardınki sevdiğimi..

Kırmızının siyahını...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder